<$Bl- Muzaffer, gel oğlum buraya. Ne bu? - Abi resim bul dedin, işte resim. - Oğlum ben sana git bir antik maşrapa, amfora resmi filan bul dedim. Bu ucubeyi bul demedim. - Abi sanat. - Ne sanatı Muzaffer, bu insanı sanattan soğutur. - Öyle deme abi, sanatı konu edinen her eser aynı zamanda sanatın tanıtımını yapmaktadır. - De get oğlum. İki aylık çaycıdan resim seçici yaparsan sonu böyle olur. Ah ulan herkes ayrılırken ayrılmak vardı bu kanaldan. - Kalbimi kırıyorsun Necdet abi, ben çektim o resmi. - Belliydi zaten. Yoksa sen nerde arşivde o resmi bulacaksın. Sen git benim viski kolamı getir. - Normal mi olsun abi, light mı?
<$Bl- Muzaffer, bırak o limonatayı da gel bakiim. - Buyur, abi. - Ya bu senin resme bakıyorum da birkaç dakikadır. Aslında ilginç biliyor musun... - Öyle abi, ayıpsın. - Birşey sorcam peki, bu altındaki L.H. filan ne bunun? - Necdet abi, o çok tartışmalara konu olmuş. Mesela Fransızca okursan fıstık anlamına geliyormuş. - Fıstığa bak sen fıstığa. Muzaffer sen en iyisi şu köşedeki arabalı adamdan bana 200 gram buzlu badem kap gel.
<$Bl- Muzaffer, gel bakiim buraya. - Evet, abi. - Değiştirmişsin yine sen bu resmi dün gece. - Evet, abi. Madem kanal kapalı, seyirciler kaçmasın, bir değişiklik olsun dedim. - Peki, afedersin biz burada eşek başı mıyız? Niye bize sorulmuyor? - Ama abi, geçen gün demiştin ya, akşam 8'den sonra beni rahatsız etmeyin, benim de bir özel hayatım var diye. Hani Seda Sayan yeşil lensini bulamayınca çıkmamıştı son anda yayına. - Tamam, tamam, anladık, gidebilirsin. Dur, dur bi saniye. Bu adam olduğuna göre bu bir binanın duvarı mı? Neresi burası? - National Gallery, abi. - Sen ne zaman gittin lan oraya? - Mart başında. Bir hafta kapalıydık ya abi, rtük filan, o zaman. - Muzaffer, biz sana ne kadar para veriyorduk ayda?
<$BlL.H.O.O.Q. yazıyor olması lazım altında. Frenkçe bunu telaffuz edince ortaya şu cümle çıkıveriyor: "Elle a chaud au cul", bu da "Kıçı yanıyor/tutuşuyor" gibisinden tercüme edilebilir... Marcel beyefendinin her zaman olduğu gibi yine sanatla kafa bulma uğraşı.
<$BlMuzaffercim, gel yavrum gel. - Ben mi? - Tabi sen evladım, geç otur. Sigara? Puro? - Yok abi, sağol. - Ya Muzaffer, şimdi dün gece biz, yani Ali, Cengiz, Barlas filan oturuyoruz GS'nin adasında. Hasan da vardı birara da sonra Çillerler yemeğe davet etti onu. İçindeki sesi dinle yemek serileri düzenliyorlar onlar arada bir. Neyse, iki kız yaklaştı. Yani kız dediysem al bizim pazar dergisine koy, yakışır yani. Biri işte sırayla sizi şöyle seyrediyoruz, sizi şöyle okuyoruz, bayılıyoruz filan diyor. Sonra diğeri, sarışın olan bana döndü, ben de sizin kanalın resmine bayılıyorum, saatlerce seyrediyorum dedi. Tabi Ali durmaz böyle anlarda, hemen espri patlatır, yok o bizim yeni anchorman'imizmiş, ucuza çalışıyormuş. Filan. Sonra da Cengiz aldı konuyu soyut sanata getirdi. Anlatabiliyorum? - Dinliyorum abi. - Hah, yani diyeceğim, o anda benim de şöyle tumturaklı bir laf edip kızları hayran kendime etmem gerekiyordu. Oysa ben sustum kaldım. Anlıyor musun? - Anlıyorum abi. - Nerden anlıycan lan? Sen GS'nin adasına gittin mi hiç? Çandar'la oturup yedin mi hiç? - Yok da abi, insani durum. Hep aynı. Al ordan koy buraya. Olur bize de bazen. - Neyse, kısacası, bana anlat bakalım biraz şu zımbırtı hakkında. - Abi bu dada. - Nada? - dada abi. Hiçbir şeyin sanatı. Öyle yorum morum, anlamadığın muhabbete giren olursa dada zaten sizin gibileri küçük göstermek için yapılmıştır de. - Tamam be, sağolasın. Dur sana bi kahve söyleyelim. Nalan, ara oradan bize iki kahve.. a, unutmuşum ya, sendin. - Estağfurullah abi, ben gidince kendime yaparım.
<$BlNe cok comment var.. Bir sicakligi hissettirmekten mi, gercekten okunmaktan mi yoksa comment yolunu acik tutmaktan mi?
Ve commentler de herkes olumlu, okumak zevkliydi den birsey anlamiyorum ben mesela! Supersin yazsin, ay icimi baydin yazsin, komik be bu bayildim, takdir, tebrik ederim yazsin. Ama guzele yakin notr ne demek. Yazmasin bence!
Super blog bu arada, bastan okumaya basladim. Umarim hic bitmez, surekli okurum!
<$BlBen de aylarca hiç yorum almadıktan sonra birden gelmeye başladı yorumlar. Alışıyor insan zamanla. Pek pas atmıyorum yorumlara. Yoksa sanırım yorum alacak yazılar yazmak (Teoman yazayım veya Hande Yener), gollük ortalar yapmak kolay ("sizce de öyle değil mi sevgili okurlar"). Benim sevmediğim tip yorumlar da dinlemek değil, anlatmak odaklı olanlar (her seferinde benim de başıma şu gelmişti şeklinde yazanlar).
Bir de politik yazılara da yorum yapsa keşke birileri.
<$Bl- Muzaffer, gel oğlum buraya. Ne bu?
- Abi resim bul dedin, işte resim.
- Oğlum ben sana git bir antik maşrapa, amfora resmi filan bul dedim. Bu ucubeyi bul demedim.
- Abi sanat.
- Ne sanatı Muzaffer, bu insanı sanattan soğutur.
- Öyle deme abi, sanatı konu edinen her eser aynı zamanda sanatın tanıtımını yapmaktadır.
- De get oğlum. İki aylık çaycıdan resim seçici yaparsan sonu böyle olur. Ah ulan herkes ayrılırken ayrılmak vardı bu kanaldan.
- Kalbimi kırıyorsun Necdet abi, ben çektim o resmi.
- Belliydi zaten. Yoksa sen nerde arşivde o resmi bulacaksın. Sen git benim viski kolamı getir.
- Normal mi olsun abi, light mı?
<$Bl- Muzaffer, bırak o limonatayı da gel bakiim.
- Buyur, abi.
- Ya bu senin resme bakıyorum da birkaç dakikadır. Aslında ilginç biliyor musun...
- Öyle abi, ayıpsın.
- Birşey sorcam peki, bu altındaki L.H. filan ne bunun?
- Necdet abi, o çok tartışmalara konu olmuş. Mesela Fransızca okursan fıstık anlamına geliyormuş.
- Fıstığa bak sen fıstığa. Muzaffer sen en iyisi şu köşedeki arabalı adamdan bana 200 gram buzlu badem kap gel.
<$Blamann bunun başka bi halleri war beni onu çok beğendim bulursam resmi sergiliyim..
<$Bl- Muzaffer, gel bakiim buraya.
- Evet, abi.
- Değiştirmişsin yine sen bu resmi dün gece.
- Evet, abi. Madem kanal kapalı, seyirciler kaçmasın, bir değişiklik olsun dedim.
- Peki, afedersin biz burada eşek başı mıyız? Niye bize sorulmuyor?
- Ama abi, geçen gün demiştin ya, akşam 8'den sonra beni rahatsız etmeyin, benim de bir özel hayatım var diye. Hani Seda Sayan yeşil lensini bulamayınca çıkmamıştı son anda yayına.
- Tamam, tamam, anladık, gidebilirsin.
Dur, dur bi saniye. Bu adam olduğuna göre bu bir binanın duvarı mı? Neresi burası?
- National Gallery, abi.
- Sen ne zaman gittin lan oraya?
- Mart başında. Bir hafta kapalıydık ya abi, rtük filan, o zaman.
- Muzaffer, biz sana ne kadar para veriyorduk ayda?
<$Bl:D
Alemsin h-erdem
<$BlL.H.O.O.Q. yazıyor olması lazım altında. Frenkçe bunu telaffuz edince ortaya şu cümle çıkıveriyor: "Elle a chaud au cul", bu da "Kıçı yanıyor/tutuşuyor" gibisinden tercüme edilebilir...
Marcel beyefendinin her zaman olduğu gibi yine sanatla kafa bulma uğraşı.
<$BlMuzaffercim, gel yavrum gel.
- Ben mi?
- Tabi sen evladım, geç otur. Sigara? Puro?
- Yok abi, sağol.
- Ya Muzaffer, şimdi dün gece biz, yani Ali, Cengiz, Barlas filan oturuyoruz GS'nin adasında. Hasan da vardı birara da sonra Çillerler yemeğe davet etti onu. İçindeki sesi dinle yemek serileri düzenliyorlar onlar arada bir. Neyse, iki kız yaklaştı. Yani kız dediysem al bizim pazar dergisine koy, yakışır yani. Biri işte sırayla sizi şöyle seyrediyoruz, sizi şöyle okuyoruz, bayılıyoruz filan diyor. Sonra diğeri, sarışın olan bana döndü, ben de sizin kanalın resmine bayılıyorum, saatlerce seyrediyorum dedi. Tabi Ali durmaz böyle anlarda, hemen espri patlatır, yok o bizim yeni anchorman'imizmiş, ucuza çalışıyormuş. Filan. Sonra da Cengiz aldı konuyu soyut sanata getirdi. Anlatabiliyorum?
- Dinliyorum abi.
- Hah, yani diyeceğim, o anda benim de şöyle tumturaklı bir laf edip kızları hayran kendime etmem gerekiyordu. Oysa ben sustum kaldım. Anlıyor musun?
- Anlıyorum abi.
- Nerden anlıycan lan? Sen GS'nin adasına gittin mi hiç? Çandar'la oturup yedin mi hiç?
- Yok da abi, insani durum. Hep aynı. Al ordan koy buraya. Olur bize de bazen.
- Neyse, kısacası, bana anlat bakalım biraz şu zımbırtı hakkında.
- Abi bu dada.
- Nada?
- dada abi. Hiçbir şeyin sanatı. Öyle yorum morum, anlamadığın muhabbete giren olursa dada zaten sizin gibileri küçük göstermek için yapılmıştır de.
- Tamam be, sağolasın. Dur sana bi kahve söyleyelim. Nalan, ara oradan bize iki kahve.. a, unutmuşum ya, sendin.
- Estağfurullah abi, ben gidince kendime yaparım.
<$BlNe cok comment var.. Bir sicakligi hissettirmekten mi, gercekten okunmaktan mi yoksa comment yolunu acik tutmaktan mi?
Ve commentler de herkes olumlu, okumak zevkliydi den birsey anlamiyorum ben mesela! Supersin yazsin, ay icimi baydin yazsin, komik be bu bayildim, takdir, tebrik ederim yazsin. Ama guzele yakin notr ne demek. Yazmasin bence!
Super blog bu arada, bastan okumaya basladim. Umarim hic bitmez, surekli okurum!
<$BlBen de aylarca hiç yorum almadıktan sonra birden gelmeye başladı yorumlar. Alışıyor insan zamanla. Pek pas atmıyorum yorumlara. Yoksa sanırım yorum alacak yazılar yazmak (Teoman yazayım veya Hande Yener), gollük ortalar yapmak kolay ("sizce de öyle değil mi sevgili okurlar"). Benim sevmediğim tip yorumlar da dinlemek değil, anlatmak odaklı olanlar (her seferinde benim de başıma şu gelmişti şeklinde yazanlar).
Bir de politik yazılara da yorum yapsa keşke birileri.
<$Blaman bana yaptirmayin kapattirmayalim blogu, elestiriken yazdigimdan daha hircin olabilirim
<$BlYorum Gönder
Benim Hakkımda Herşey
Profilden güzel çıkmam
GEÇMİŞ GEÇMİŞ