<$Bl
<$BlPazartesi, Nisan 17, 2006>
<$Bl
"Internetin tarihi mutsuzluğun tarihidir benim için" dedim Olivia'ya. O, o sırada Xanadu'yu söylemeyi bitirmiş, elindeki sıcak krema fincanıyla Mandrake ve Abdullah'ın yanından dönmüştü. Pek ilgisini çekemediğimi farkettim.

'İnsanlar kendilerinden bahsedilmesinden hazzederler, ve başka hiçbir konudan.' Beckett

"Biliyor musun, Cheers'taki kızla ikinizi hep birbirinize benzetmişimdir". Şimdi ilgisini çekmiştim. Dinleyicimi satın almış gibi hissetsem de farketmezdi, biri beni dinliyordu ya. Yalnız derdimi anlatmak için 5 dakikam vardı, iyi kullanmalıydım.

"Ilk internete girdiğim yıllardan beri nereye baksam, hangi siteye girsem hep eğlenen insanlar gördüm. Bu, insanı kapalı bir odada sandalyeye bağlayıp yeşil kırları, karnavalları, en büyük eğlenceleri göstermekle eşdeğer. Şimdi en son ağa serili günlükleri okurken de aynı şeyi hissediyorum bazen (bu arada o örümcek ağları taşıyamıyor bazen o kelimelerin ağırlığını). Gün oluyor, bir yerde çok başarılı bir sayfa görüyorsun. Yazarın kullandığı bir söz öyle bir yerden vuruyor ki seni, kelimeleri havada asılı görsen zıplayıp yakalayacaksın avuçlarınla.

Ama sonra okudukça, çok açığa vurulmayan, çok bahsedilmeyen bir kediş çıkıyor bir hikayenin orta yerinden:

O evi tutabileceğimizi öğrendiğimde...
Haftaya bir tatil ayarladığını duyunca...
Bana yıllardır ilk defa papatya değil papatyam dediğinde...

...sevinçten havalara fırlayıp benimle uyanmasına rağmen hala yatakta tembellik eden kedişimin üzerine atladım
."


İlgisi azalıyordu, konuyu hemen toparlamalıydım. "Ya bu cümleleri okuyan bir kedişi olmayan yalnızlar? Onların yaşayacağı travmaya ne olacak? Bence böyle sayfaların bir köşesinde minik bir kedi figürü yeralmalı, kediş alarmı olarak."


Sürem dolmuştu, o da hemen dalıp başka yerlere gitmişti. "Bu arada o filmde farklı sahnelerde Travolta'yla aynı kotu giydiğinizi farkettim. İkisinin de sol yanında minik bir kalp, altında da bir kırışıklık var."

... __________________________________________ ...
[Bir gün sonra okuldan dönerken 10'da kapanan marketimin kapanışına 1-2 dakika geç kalınca mecburen girdiğim cvs'te (bir drugstore) yine Xanadu filminden Magic'i söylüyordu Olivia N.J.]

<$Bl4um:

<$BlBlogger Ç.d...

<$Blilginç bir düşünce elbette. bence "blog"ların kenarına "sevgilim var, evliyim, hiposeksüelim" falan gibi şeyler de yazsınlar insanlar. :D

ben de benzetirim cheers'deki ablayla, olivia'yı birbirine bu arada. aynı sincapsı surattan dolayı olsa gerek.

<$BlNisan 18, 2006 3:47 ÖÖ <$Bl 
<$BlBlogger herdem tazed...

<$BlAma yine çok fenasınız Bayan Ç. İkisi de çok hoş hatunlardı. Özellikle Olivia'ya çocukluğum boyunca hayrandım. Abimin odasında, hem de girerken şöyle tam karşıda çok güzel, çok masum bir resmi vardı.

Bugün metroda bir kızın t-shirtünde 'my boyfriend is out of town' yazıyordu. Ama sanki ikisi aynı anlamda değil.
Gerçekten öyle bir uyarı nice hayatlar kurtarabilir.

Bir de teşrif etmişsiniz fakirhanemize, şereflendik, onur duyduk efenim.

<$BlNisan 19, 2006 2:21 ÖÖ <$Bl 
<$BlBlogger Ç.d...

<$Blvallahi ben anlamadım bu hayat kurtarma mevzusunu aslen.

"blog" zaten son derece egzibisyonist bir oluşum. haliyle her türlü şey sergiye çıkartılabilir içerisinde.

mastürbatif kaygılar taşıdığı için de "çatlasın herkesler, benim böyle hayatım var" cümlesi altmetinde her zaman baki kalacaktır.

uyarıya gerek yok aslında, durum böyle olunca. herkes kendisini belli ediyor içeriğe azıcık göz atınca. ama tabii anlıyorum, uyarı falan hikayesi özünde "geyik" yani.

iyi günler dilerim.

<$BlNisan 19, 2006 7:30 ÖÖ <$Bl 
<$BlBlogger herdem tazed...

<$BlPek oyle geyik degildi aslinda. Gayet icten ve gercek bir konuydu. Uyari tarafi biraz laf-i guzaf olsa da.

Altmetinlerden biri de (veya senin yazdiginin bir kat daha altindaki) etkileme ve begenilme istegi sanirim. Ama tum bu yabancilar arasinda istediginden biraz daha fazla etkilenen biri olmasi cok olasi, oralarda bir yerlerde.

O kedisler de bazen cok gizli oluyor, bazen hic olmuyor veya gordugunde cok gec olabiliyor.

<$BlNisan 19, 2006 4:01 ÖS <$Bl 

<$BlYorum Gönder