<$Bl
Bu sayfayı pek okunmak için değil de neredeyse sadece kendim için yapmaya başlamıştım. Sadece az sayıda –4,5- arkadaşımın haberi vardı, onlar da haftada bir bile bakmıyordu. Kendisi yazmayanlar, bir sayfanın değişebileceğini, yeni şeyler eklenebileceğini düşünemiyor pek.
6 ay olmuş. Bu arada Jelatin Hamfendi 1. yılını baloyla kutlar da biz 6. ayımızı kutlayamaz mıyız? Hatta duyduğuma göre biraz sönük geçmiş onun balosu :). Oysa bize şöyle hakiki bir maskeli balo yakışır. Zaten üst-alt-gizli saklı kimliklerin hüküm sürdüğü blog dünyasına da öylesi uygun düşer zaten. Herkes de kullandığı isme uygun bir şekilde gelmeli. Jelatin Hanım, karamela şekerlerinin jelatinlerine sarınmalı, Margotto kornetto dondurma külağı olmalı, vs. İsim olarak bir kitap karakterini kullananlar biraz zorlanabilir, onları uzun bir drama kursu bekliyor. Kendi isimlerini kullananlarsa en az inandırıcı kostüme sahip olacak. Sonra birbirimize bol bol ‘siz şusunuz di, mi, nasıl bildim’ deriz.
Neyse (konuya geri döneyim), sonra çok yakın zamanlarda bir şekilde birden okuyucularım olmaya başladı. Okundukça benim de sayfaya koyduklarım değişmeye başladı. Daha önceleri görsel ağılıklıydı, 'bu film hakkında ne düşündüğümü biliyorum, niye kendime anlatayım ki, hoş bir resmini koyayım'. Sonra okundukça yazmaya, anlatmaya başladım. O zamanlar sayfanın gayet güzel göründüğünü düşünüyordum, gerçekten siyah üzerine film resimleri (özellikle mavi ağırlıklı) hoş duruyor –bakın bakın-, oysa uzunca bir yazı pek de çekici durmuyor siyah fonda.
Kısacası, yenileyeyim diyorum. Biraz da yoğunum –ya da öyle olmalıyım-. Son bir kez son günlerdeki hoş filmlerden ve buradaki vasat film festivalinde gördüğüm iyi bir şey olursa ondan bahsedeyim, sonra uygun bir zamanda taşınalım. Nereye, nasıl, karar vermedim henüz (blogger'ı sevmiyorum, wordpress'te de pek birşeyi değiştiremiyorsun). Bu arada boş bunlar, bana ne yararı var ki, hepsi sanal deyip vazgeçer miyim, belli olmaz. (Naz yapmıyorum, hem insanın elinde bir koz olmalı naz yapmak için. Benim elimde ne var? –bir ceviz-).
Ama şimdi böyle bitirmek yerine bir süre idare edecek bir şarkı çalayım ben size. Biraz evvel seyrettiğim Ocean's Twelve'in (soygun filmlerine zaafım vardır da -ama söylemeden edemeyeceğim, C.Zeta-Jones ne berbat bir oyuncu) açılış şarkısı L'appuntamento, Ornella Vanoni söylüyor. 'Çok hata yaptım, bunu zaten biliyorum/ Eminim sende de hata yaptım/ Ama sanırım bir kez daha deneyebilirim. Siz de hafiflersiniz umarım bu arada.
[Fotograflar: İspanyol sanatçı Ruben Martin.]
Bu sayfayı pek okunmak için değil de neredeyse sadece kendim için yapmaya başlamıştım. Sadece az sayıda –4,5- arkadaşımın haberi vardı, onlar da haftada bir bile bakmıyordu. Kendisi yazmayanlar, bir sayfanın değişebileceğini, yeni şeyler eklenebileceğini düşünemiyor pek.
6 ay olmuş. Bu arada Jelatin Hamfendi 1. yılını baloyla kutlar da biz 6. ayımızı kutlayamaz mıyız? Hatta duyduğuma göre biraz sönük geçmiş onun balosu :). Oysa bize şöyle hakiki bir maskeli balo yakışır. Zaten üst-alt-gizli saklı kimliklerin hüküm sürdüğü blog dünyasına da öylesi uygun düşer zaten. Herkes de kullandığı isme uygun bir şekilde gelmeli. Jelatin Hanım, karamela şekerlerinin jelatinlerine sarınmalı, Margotto kornetto dondurma külağı olmalı, vs. İsim olarak bir kitap karakterini kullananlar biraz zorlanabilir, onları uzun bir drama kursu bekliyor. Kendi isimlerini kullananlarsa en az inandırıcı kostüme sahip olacak. Sonra birbirimize bol bol ‘siz şusunuz di, mi, nasıl bildim’ deriz.
Neyse (konuya geri döneyim), sonra çok yakın zamanlarda bir şekilde birden okuyucularım olmaya başladı. Okundukça benim de sayfaya koyduklarım değişmeye başladı. Daha önceleri görsel ağılıklıydı, 'bu film hakkında ne düşündüğümü biliyorum, niye kendime anlatayım ki, hoş bir resmini koyayım'. Sonra okundukça yazmaya, anlatmaya başladım. O zamanlar sayfanın gayet güzel göründüğünü düşünüyordum, gerçekten siyah üzerine film resimleri (özellikle mavi ağırlıklı) hoş duruyor –bakın bakın-, oysa uzunca bir yazı pek de çekici durmuyor siyah fonda.
Kısacası, yenileyeyim diyorum. Biraz da yoğunum –ya da öyle olmalıyım-. Son bir kez son günlerdeki hoş filmlerden ve buradaki vasat film festivalinde gördüğüm iyi bir şey olursa ondan bahsedeyim, sonra uygun bir zamanda taşınalım. Nereye, nasıl, karar vermedim henüz (blogger'ı sevmiyorum, wordpress'te de pek birşeyi değiştiremiyorsun). Bu arada boş bunlar, bana ne yararı var ki, hepsi sanal deyip vazgeçer miyim, belli olmaz. (Naz yapmıyorum, hem insanın elinde bir koz olmalı naz yapmak için. Benim elimde ne var? –bir ceviz-).
Ama şimdi böyle bitirmek yerine bir süre idare edecek bir şarkı çalayım ben size. Biraz evvel seyrettiğim Ocean's Twelve'in (soygun filmlerine zaafım vardır da -ama söylemeden edemeyeceğim, C.Zeta-Jones ne berbat bir oyuncu) açılış şarkısı L'appuntamento, Ornella Vanoni söylüyor. 'Çok hata yaptım, bunu zaten biliyorum/ Eminim sende de hata yaptım/ Ama sanırım bir kez daha deneyebilirim. Siz de hafiflersiniz umarım bu arada.
[Fotograflar: İspanyol sanatçı Ruben Martin.]
<$Blbaloya katılıyorum bende..hemde yeni maskemle..artık sanal aleme uyarak kendime bir maske edindim..ziyaret et bakalım maskeli halimlede tanırmısın beni..
bu bloguda sadece kendın ıcın yazmıyosun o doğru..hergun sabah ıse gelınce bakıyorum ne yazmısın dıye...:)
sevgılı okurundan sevgiler..:)
<$Blgüzel bir blogdu. üzüleceğiz kaybedeceğimiz için.
<$BlSeraps, ah teşekkür ederim, sizler de olmasanız.. canlarım..
Sevgili anonymous, teşekkürler. Aslında kesmeyi düşünmüyorum yazmayı -henüz. Sadece taşıyayım diyorum başka bir yere. Beyaz olsun. Ferah olsun. Net olsun.
Blog platform öneriniz olursa beklerim. Sizinki bildiğim kadarıyla blogger'ın en güzel kullanıldığı sayfalardan :)
<$BlTamam şimdilik kabul. Ama rehavet çökmesin, aralar açılmasın,platformlar beğenilmeyince hepsinden soğunulmasın.
Selamlar,
<$BlHastayım. Her an kafam pat! efektiyle beraber klavyeyle kavuşabilir. Külağı yerine külahı denmez mi onu düşünüyorum ;), bu dilbilgisi manyaklığını başıma kim sardı bilmiyorum ama bir süre sonra farkında olmadan takıntılı oluyorsun. Neyse bu eğlenceli bir konu değil :) Partilerde, balolarda daha hafif bilhassa cemiyet haberlerinden, günlük hayattan vs konuşmak gerekir. Ayaküstü sohbet bunu gerektirir, bir de arkaya müzik sesine karışan konuşma ve kahkaha efektleri koymalıyız. Beyaz fon istiyorum ben de. Ama bu aralar bekleme modundayım, hayat kıvamı gereği.
Çok uzun yazdım işte yine olacak iş mi?
Özletmeyiniz, her dem taze kalınız:)
Not: Catherine Zeta Jones hakikaten çok luzümsuz bulduğumuz bir artist kişidir.
<$Blbu maskeli balo ve onun sahte yüzleri..bu sarkı geldi birden aklıma..ara veriosun diye ümit etmekteyiz..
<$BlBöyle de güzel buralar..
Ama sen bilirsin tabii..
Bu arada koyduğun şarkı çok dinlendiricidir..Severim..
<$BlAh, ne güzel, takip ettiğim, sevdiğim insanların çoğu bir not bırakmış. Tam da Celerone'a 'isteğinizi emir kabul ederim; ama siz ender olabilirsiniz bu konuda' diyecektim. Pek sevindim, teşekkür ederim herkese.
[Margot, senin baloda giyeceğin külah değil, külak :)]
<$Blrenginizi değiştirin ama gitmeyin:) bende monotonluktan sıkıldım rengini değiştirdim beyaz yaptım ama düzene sokacak zamanım olmadı açıkçası:( yazılarınız gerçekten çok güzel..
sevgilerimle..
<$Blkapatmayacaksınız umuyorum der burcyni(ki kasmamak lazım gerektiğinde:burcu doğrusu işte;))
çünkü en son kendimi kötü hissetmem için seni ikna edecektim..sen ööyle yazmışsın.çabuk vazgeçişler de iyi değildir.kapatmak için elle tutulur bi neden var mı seni okuyan insanlar olmadığı ve söyleyecek sözün kalmadığı müddetçe ki var görünüyor o zaman bitiş değil bu:))
bu sefer ben haklıyım!
<$Blrenge gelince..ferah olsun ve ışıklı..umutlu şeylerin yanında iyi gider:D
<$Blevet, açılsın rengi bu blogun. ben de "minima white" kullanıyorum.
blogger'ın sunduğu en düzgün template herhalde bu zaten.
azıcık da üstünde oynanırsa hoş olur.
<$BlBirazcık daha yoruma yorum:
Ece, o şarkıyı biliyor olman ne güzel, şanslısın.
Burcyni, bitiş değil. Hem bitmemiş bir davamız varmış demek, daha nereye? Tamam, bu eli sana veriyorum. Ama bu parti uzun, sonu belli olmaz.
Zehra, ben sana hep teşekkür ediyorum. Bir kez daha ederim.
Ç, biz okuyucunun dürüstünü severiz. (Biz? Ben ve adamlarım. Biz bir klanız). Dikkate alacağım.
Ve Ligeia, senin en başarılı Ligeia olacağına eminim. Ama demin yazdığım gibi biraz da çaba gerektiriyor bu.
Tavsiyelere teşekkür, danışacak birşey çıkarsa sorarım.
<$BlYorum Gönder
Benim Hakkımda Herşey
Profilden güzel çıkmam
GEÇMİŞ GEÇMİŞ